İlgili Makaleler
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şengül Mertol İlgar, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sırasında okul öncesi eğitim, teknoloji kullanımı ve çocuk-ebeveyn ilişkilerindeki değişimler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Salgının hayatın bir parçası olduğunu, çocukların da yaşananların büyük bir kısmını etkilediğini belirten Ilgar, hem evde kalmanın hem de ekranda daha fazla vakit geçirmenin olumsuz etkilerine dikkat çekti. Okuldan, öğretmenlerinden ve arkadaşlarından belli bir süre uzak durmak, birçok okul öncesi çocukta duygusal rahatsızlık, uyum ve davranış sorunlarına neden olurken, evde kalmaları ve ekran başında uzun süre kalmaları onların bilişsel, duygusal, sosyal ve psikolojik durumlarını kesintiye uğrattı. -motor gelişimi. . Pek çok çocuğun dikkat süresinin azaldığı bilgisini veren Ilgar, çocukların emir almalarında sorun yaşandığını söyledi. Doç. Dr. Şengül Mertol İlgar, çocukların fiziksel sağlıklarının yanı sıra ruhsal durumlarında da sorunlar olduğunu anlattı. Bu dönemde çocuklarda baş ağrıları, mide-bağırsak rahatsızlıkları, kurdeşen gibi alerjik hastalıkların arttığını, şu değerlendirmelerde bulundu:"Bazen ebeveynler sıkıldıkları için, bazen ebeveynler evden çalıştıkları için internet ve teknolojik araçları daha çok kullanıyorlardı. Bu, çocukların uyku, beslenme sorunları, göz bozuklukları, yaşlarına uygun olmayan olumsuz mesajlar, görseller, zorbalıktan etkilendiği anlamına gelir. Uzun süre evde kalarak arkadaşlardan uzak durmak, medyada olumsuz haberlere maruz kalmak, süreci tam olarak anlayamamak genç yaş gruplarında korku ve kaygıya neden oldu. "
Ilgar, yeni normale geçişte, kreşlerin, anaokullarının ve kreşlerin açılmasıyla birlikte, çocuklarda yaşamın ilk gününden sonra farklı etkilerin gözlemlendiğine işaret ederek," Karamsarlığın artmasıyla, sinirlilik Çocuklarda anksiyete ve korku, bazı uyum ve davranış sorunları yaşanmaya başladı.Birçok ailede ebeveyn-çocuk ilişkilerinde bozulma gördük.Ebeveynlerin korku ve endişelerinin çocuklara yansıdığını.Ne yapacaklarını bilmeyen ebeveynlerden bazıları Çocuklarıyla evde yaptıkları, kendilerini ve çocuklarını internete ve teknolojik ürünlere yöneltirken, bazıları aslında çocuklarıyla daha fazla vakit geçirme fırsatı buldu. ”İlgar, salgınla birlikte insanların kendilerini çevrimiçi bir yoğunluğun içinde bulduklarını söyledi. Eğitim kurumlarının birçok düzeyde çevrimiçi eğitime geçtiğini hatırlatan İlgar, en çok okul öncesi ve ilkokul öğrencilerinin aldığı geri bildirimleri aldıklarını ifade etti. Çevrimiçi eğitimde zorluk yaşadı ve şöyle dedi:“Okul öncesi çağındaki çocukları olabildiğince ekrandan uzak tutmak önemlidir. Bu dönem, çocuğun zekasının büyük bir kısmının geliştiği, fiziksel, duygusal ve sosyal gelişiminin en hızlı olduğu dönemdir. Bu nedenle bu dönem bizim için çok değerli. Bu süreç ne kadar çok uyarılırsa, ne kadar çok planlı ve planlı faaliyetler olursa, çocuklar için o kadar faydalıdır. Bu sebeple çocukları çok erken yaşta okul öncesi kurumlara göndermenin önemini yıllardır vurguluyoruz. Kurumun yararı ne aile ne de çevrimiçi eğitimdir. ”İlgar, çevrimiçi eğitimde çocukların ekran önünde hareketsiz kaldığını, bu nedenle motor becerilerin kullanıldığı pek çok etkinliğin yapılamadığını belirtti. Yüz yüze oynanan oyunlarla sosyalleşen çocukların paylaşma, işbirliği, saygı ve sevgi gibi birçok değeri kazanacağını belirtti.
Çevrimiçi eğitimin tamamen göz ardı edilemeyeceğini belirten İlgar, bu eğitim yönteminin tamamlayıcı veya pekiştirici olarak kullanılabileceğini kaydetti.
Doç. Dr. Şengül Mertol İlgar, ebeveynlerin çocuklarında internet ve ekran bağımlılığı ihtimalinden endişe duyduklarını belirterek, “Çocuklarımızın internette geçirdikleri sürelerde gözle görülür bir artış oldu. Bu artış bizde endişeye neden olurken, aslında çocuklarımıza özdenetim vermek için iyi bir fırsattı. Bu süreçte çocuklarımıza özdenetim öğretmek, ileride bu süreç geçtiğinde bizler ve çocuklarımız için çok faydalı olacaktır. "
