İstanbul'da büyük yankı uyandıran "Yenidoğan Çetesi" davasında flaş bir gelişme yaşandı. Bebek acil hastalarını, önceden anlaştıkları özel hastanelere yönlendirerek ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri iddiasıyla yargılanan 46 sanıktan 10'unun tahliyesine savcılık itiraz etti. Bu karar, kamuoyunda büyük bir şaşkınlık yaratırken, davanın seyrini değiştirebilecek önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Tahliye Kararına Savcılık Şoku
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 10 tutuklu sanık hakkında verdiği tahliye kararına itiraz ederek, kararın kaldırılmasını ve sanıkların yeniden tutuklanmasını talep etti. Savcılığın bu hamlesi, davanın seyrini tamamen değiştirebilir. Tahliye edilen sanıklar arasında sekreterler, tıbbi sekreterler, hemşireler, hasta sevklerini yapan kişiler, hastane müdürleri ve belediye sağlık işleri müdürü gibi isimler bulunuyor. Bu kişilerin tahliyesi, davanın karmaşıklığı ve delil durumu hakkında soru işaretleri yaratmıştı.
Tahliye edilen isimler şu şekilde sıralanıyor:
- Sekreterler: Aslı Alemdağ, Müberra Palabıyık, Gözde Polat
- Tıbbi Sekreter: Senanur Ünlü
- Hemşire: Deniz Korkmaz
- Hasta Sevkleri: Fehmi Alperen
- Silivri Kolan Hastanesi Mesul Müdürü ve Başhekimi: Bener Mansuroğlu
- Sağlık Memuru: Remzi Karaca
- TRG Hospitalist Hastanesi İdari Müdürü: Murat Mantuş
- Esenyurt Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü: Renas Kılıç
Davanın Arka Planı ve İddialar
Yenidoğan Çetesi davası, İstanbul'da faaliyet gösteren bazı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerinde yaşanan yüksek ölüm oranları üzerine başlatılan bir soruşturma sonucunda ortaya çıktı. İddiaya göre, bazı sağlık çalışanları ve hastane yöneticileri, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelere yönlendirerek, bu hastanelerin yenidoğan ünitelerinde tedavi görmelerini sağlıyorlardı. Ancak bu süreçte, bazı bebeklerin hayatını kaybettiği ve hastanelerin haksız kazanç elde ettiği öne sürülüyor. Davada yargılanan sanıklar, bu iddiaları reddederken, savcılık ise delillerin yeterli olduğunu savunuyor.
Davada, 29'u tutuklu olmak üzere toplam 46 sanık yargılanıyor. Sanıklar hakkında, "kasten öldürme", "görevi kötüye kullanma", "resmi belgede sahtecilik" ve "nitelikli dolandırıcılık" gibi çeşitli suçlardan dava açılmış durumda. Dava süreci boyunca, birçok tanık dinlendi, bilirkişi raporları alındı ve deliller incelendi. Ancak, davanın karmaşıklığı ve delil yetersizliği nedeniyle, yargılama süreci uzadı ve bazı sanıkların tahliyesine karar verildi.
Bu tür davaların aydınlatılması, toplum sağlığı ve adalet açısından büyük önem taşıyor. Sağlık sektöründe yaşanan usulsüzlüklerin ve etik ihlallerin önüne geçilmesi, gelecekte benzer olayların yaşanmasını engelleyebilir. Yenidoğan Çetesi davasının sonucu, hem sağlık çalışanları hem de kamuoyu için önemli bir mesaj niteliği taşıyacak.
Yenidoğan Çetesi davasında yaşanan bu son gelişmeler, davanın seyrini belirsizliğe sürüklerken, savcılığın itirazı ve mahkemenin vereceği karar, davanın geleceği açısından kritik bir öneme sahip. Kamuoyu, bu önemli davanın sonuçlarını merakla bekliyor.