Yeni Müfredat: Eğitimde Devrim mi, Evrim mi? İşte Detaylar!
Gündem

Yeni Müfredat: Eğitimde Devrim mi, Evrim mi? İşte Detaylar!


10 November 20255 dk okuma2 görüntülenmeSon güncelleme: 10 November 2025

Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin'in açıklamalarıyla eğitim sistemimizdeki yapısal dönüşüm ve yeni müfredat çalışmaları yeniden gündeme geldi. Son çeyrek yüzyıldaki gelişmeler üç ayrı evrede değerlendirilirken, bu evrelerin sadece pedagojik müdahale olmaktan öte, bir zihniyet değişiminin, değer inşasının ve medeniyet iddiasının tezahürü olduğu vurgulanıyor. Peki, bu değişimler ne anlama geliyor ve eğitimde nasıl bir gelecek bizi bekliyor?

Müfredatın Üç Evresi: Değişim ve Dönüşüm

AK Parti iktidarları döneminde müfredat, üç ayrı tarihsel kesitte yeniden yapılandırıldı. Her evrede eğitim dilinin yönü ve derinliği farklı bir kavramsal katmana ulaştı:

  • 2005 Reformları: Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımı kurumsallaştırıldı. Öğrencinin aktif katılımı esas alındı ve bilginin anlamlandırılması ön plana çıktı.
  • 2018 Güncellemeleri: Değer, yetkinlik ve toplumsal aidiyet müfredat dilinin merkezine taşındı. "Kök değerler" yaklaşımı ile karakter inşası hedeflendi.
  • 2024 Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli (TYMM): Bu birikim, felsefî derinliği yüksek, ahlâkî ve epistemolojik ilkelerle bütünleşmiş tutarlı bir tasarıma dönüştürüldü.

Bu üç evre, kendi içinde birbirini tamamlayan, sahadan gelen tecrübe ve beklentilerle beslenen organik bir süreklilik içinde kurgulandı.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli (TYMM): Yeni Bir Vizyon

TYMM, eğitimi; insanı anlama, toplumu inşa etme ve zamanı aşan bir medeniyet fikrini taşıma çabası olarak görüyor. Müfredat, sadece hangi içeriğin ne zaman öğretileceğini sıralayan bir çizelge olmanın ötesinde, nasıl bir insan yetiştirilmek istendiğini, hangi değerlerin yaşatılacağını ve ne tür bir gelecek tasavvur edildiğini kurumsal bir dile tercüme eden kurucu metin işlevi görüyor. Bu bakımdan müfredat, ülkenin kimliğini kurmakta, nesiller arası bağı örmekte ve ortak vicdanı yoğurmaktadır.

Modelin felsefî temeli, insanı eylem-değer-erdem bütünlüğü içinde kavrayan bir tasavvura dayanmaktadır. Buradaki eylem, bilginin hayata temas eden anlamlı pratiğini; değer, bu pratiğe yön veren ahlâkî ufku; erdem ise değerin süreklilik kazanarak karaktere dönüştüğü hayat disiplinini ifade etmektedir.

Eğitimde Gelecek: İlim, İrfan ve Hikmet

TYMM, klasik bilgi aktarımını aşarak bilgiyi yaşantı, muhakeme ve sorumlulukla bütünleştiren bir anlam alanı olarak konumlandırmaktadır. Bilgi, bağlam ve hükümle birlikte düşünülmekte, genişlik yerine derinliği önceleyen bir içerik seçimi benimsenmektedir. Bu yaklaşım, müfredatı yatayda tutarlı ve dikeyde ilerleyen bir yapıya kavuşturmakta, öğrenciyi kendi bilgi inşasının öznesi konumuna yerleştirmektedir. Öğrenme süreçleri, soyut kazanım listelerinden ziyade, anlam kurmayı ve sorumluluk üstlenmeyi besleyen gerçek yaşantılar üzerinden tasarlanmaktadır.

Bakan Tekin'in vurguladığı gibi, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, 2005’te yöntemi kuran ve 2018’de değer ile yetkinliği ilkesel bir zemine yerleştiren birikimi tevarüs edinmiş, onu felsefî omurgası güçlü, tutarlı ve bütüncül bir müfredat diline dönüştürmüştür." Bu modelle birlikte eğitimin toplumsal sözleşmenin canlı bir unsuru, kültürel sürekliliğin zemini ve ortak yararın üretildiği bir alan hâline getirilmesi hedeflenmektedir.