İstanbul'da yaşanan son deprem, şehirde yaşayan vatandaşlar arasında büyük bir paniğe yol açtı. Özellikle Kağıthane ilçesinde, evlerinden korkuyla çıkan birçok İstanbullu, geceyi geçirmek için mesire alanlarına akın etti. Vatandaşlar, yanlarında getirdikleri çadırları kurarak, olası artçı sarsıntılara karşı tedbir almaya çalıştı.
Deprem Sonrası Panik Hali Devam Ediyor
İstanbul'da hissedilen depremin ardından, özellikle riskli binalarda oturan vatandaşlar büyük bir endişe içinde. Kağıthane'de yaşayan ve evlerinden çıkan birçok kişi, geceyi güvende geçirmek için çareyi mesire alanlarında buldu. Aileleriyle birlikte mesire alanlarına gelen vatandaşlar, yanlarında getirdikleri battaniye, yiyecek ve içeceklerle çadırlarını kurarak beklemeye başladı. Bazı vatandaşlar ise araçlarında sabahı bekledi.
Depremzede bir vatandaş yaşananları şu sözlerle anlattı: "Çok korktuk, evde duramadık. Çocuklarımızla birlikte hemen dışarı çıktık. Komşularımızla birlikte buraya geldik ve çadır kurduk. Ne zaman bitecek bu korku bilmiyoruz."
Mesire Alanlarında Yaşam Mücadelesi
Mesire alanlarında çadır kuran vatandaşlar, dayanışma örneği sergileyerek birbirlerine destek olmaya çalıştı. Çocuklar oyunlar oynayarak deprem korkusunu unutmaya çalışırken, yetişkinler ise sürekli olarak haberleri takip etti. Bazı sivil toplum kuruluşları ve belediye ekipleri, mesire alanlarına gelerek vatandaşlara gıda ve battaniye yardımında bulundu. Ancak, mesire alanlarında tuvalet ve su gibi temel ihtiyaçların karşılanmasında sıkıntılar yaşandı.
- Çadır kuran vatandaşların sayısı: Yüzlerce
- En çok etkilenen ilçe: Kağıthane
- Yardım çalışmaları: Devam ediyor
Deprem sonrası yaşanan bu durum, İstanbul'daki yapı stokunun güvenliği konusunu yeniden gündeme getirdi. Uzmanlar, olası büyük bir depremde yaşanabilecek can kayıplarının önüne geçmek için acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyor.
İstanbul'da deprem korkusuyla mesire alanlarına sığınan vatandaşların yaşadığı bu zorlu süreç, deprem gerçeğiyle yüzleşmemiz gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Yetkililerin ve vatandaşların işbirliğiyle, depreme dayanıklı bir şehir inşa etmek için adımlar atılması gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, deprem değil, binalar öldürür.