İstanbul'da yaşayan vatandaşların merakla beklediği baraj doluluk oranları açıklandı. İSKİ tarafından yayınlanan 2 Ekim 2025 tarihli verilere göre, İstanbul'a su sağlayan barajlardaki doluluk seviyesi endişe verici bir tablo çiziyor. Marmara Bölgesi'nde beklenen yağışların yetersiz kalması, barajlardaki su seviyesinin kritik seviyelere düşmesine neden oldu. Peki, İstanbul'da su kıtlığı tehlikesi ne kadar yakın? İşte detaylar...

İstanbul Barajlarında Son Durum

İstanbul'a su sağlayan barajların doluluk oranları, özellikle yaz aylarında yaşanan kuraklık nedeniyle sürekli olarak düşüş gösteriyor. İSKİ'nin verilerine göre, 2 Ekim 2025 tarihi itibarıyla barajlardaki ortalama doluluk oranı alarm seviyesinde. Bu durum, yetkilileri harekete geçirdi ve su tasarrufu konusunda çeşitli önlemler alınmaya başlandı. Barajlardaki doluluk oranlarını etkileyen faktörler arasında:

• Yağış miktarındaki azalma
• Bilinçsiz su tüketimi
• Buharlaşma
• Nüfus artışı

gibi etkenler yer alıyor. Bu faktörlerin bir araya gelmesi, İstanbul'un su kaynakları üzerindeki baskıyı artırıyor.

Vatandaşlar Ne Yapmalı?

İstanbul'da su kıtlığı tehlikesinin önüne geçmek için vatandaşların da üzerine düşen sorumluluklar bulunuyor. Su tasarrufu konusunda bilinçli olmak, gereksiz su tüketiminden kaçınmak ve su kaynaklarını korumak, bu süreçte büyük önem taşıyor. İşte vatandaşların alabileceği bazı önlemler:

• Diş fırçalarken ve tıraş olurken musluğu kapatın.
• Duş süresini kısaltın.
• Çamaşır ve bulaşık makinelerini tam dolmadan çalıştırmayın.
• Bahçe sulaması için yağmur suyunu kullanın.
• Su kaçaklarını tespit ederek onarın.

Bu basit önlemlerle bile su tasarrufuna önemli katkılar sağlanabilir. Unutmayalım ki, su hayattır ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için su kaynaklarımızı korumak hepimizin sorumluluğundadır.

İstanbul'daki baraj doluluk oranlarının düşüşü, su kıtlığı riskini beraberinde getiriyor. Ancak, alınacak önlemler ve bilinçli su tüketimi ile bu tehlikenin önüne geçilebilir. İSKİ'nin verilerini takip ederek ve su tasarrufu konusunda duyarlı davranarak, İstanbul'un su kaynaklarını koruyabilir ve gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakabiliriz. Su tasarrufu sadece bireysel bir sorumluluk değil, aynı zamanda toplumsal bir görevdir. Bu bilinçle hareket ederek, su kaynaklarımızı koruyalım ve geleceğimizi güvence altına alalım.