
İskenderun'daki Asker Ölümü: Adli Tıp Raporu Gerçeği Ortaya Çıkardı!
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, İskenderun Deniz Er Eğitim Alayı'nda yaşanan ve iki askerin hayatını kaybettiği olayla ilgili Adli Tıp Raporu'nun kamuoyunun endişe duyduğu "acı gerçeği" doğruladığını belirtti. Bağcıoğlu, olayın üstünün örtülmemesi ve sorumluların şeffaf bir süreçle ortaya çıkarılması gerektiğini vurguladı.
Olayın Detayları ve Soruşturma Süreci
Yankı Bağcıoğlu, yazılı açıklamasında, "Adli Tıp Raporunun açıklanmasını müteakip İskenderun Deniz Er Eğitim Alayı'nda yaşanan üzücü olaya ilişkin aşağıdaki sorulara yanıt içeren 'Tahkikat Sonuç Raporu'nun tamamlanmasını ve açıklanmasını bekliyoruz" dedi. TBMM'de bu olayla ilgili araştırma komisyonu kurulması reddedilmiş olsa da iç denetim ve tahkikat süreçlerinin, hangi makama ulaşırsa ulaşsın, kamuoyunu tatmin edecek şekilde bağımsız ve şeffaf yürütülmesi hayati önem taşımaktadır.
Bağcıoğlu, TSK birliklerinin, İskenderun’daki şartlardan çok daha zor meteorolojik ve çok daha çetin coğrafi koşullarda harekât görevleri yapmasına rağmen böyle bir olayın yaşanmamasının bu acı olayın münferit ama ciddi bir denetim ve komuta zafiyeti olduğunu ve çok hassas şekilde incelenmesi gerektiğini ortaya koyduğunu belirtti. Esas sorumlu ve mesuliyet sahibi her zaman olduğu gibi Birlik Komutanı olmakla beraber, Er Eğitim Alay Komutanlığı’nın bağlı olduğu Ana Ast Komutanlık ve Kuvvet Komutanlığı‘nın da doğrudan veya dolaylı sorumlulukları bulunmaktadır. Açıkça görüldüğü gibi, üst Komutanlıklar tarafından denetim ve kontrol görevleri yerine getirilmemiştir. Lojistik ihtiyaçların karşılanmadığı ve yapılan kuruluş değişikliğinin kontrol ve denetim fonksiyonlarının etkinlikle icra edilmesine engel olduğu iddia edilmektedir.
Yanıt Bekleyen Sorular
Bağcıoğlu, olaya ilişkin şu soruların yanıt beklediğini ifade etti:
- Erlerin uzun süre güneş altında bekletilmesinin nedeni nedir? İddia edildiği gibi, birkaç erin firar girişimi yüzünden tüm bölüğün cezalandırılması doğru mudur?
- Güneş altında, yönergelere ve idari emirlere aykırı şekilde uzun süre bekletme talimatını kim verdi? Bu emri fiilen kim uyguladı?
- Tüm sıralı amirler ve rütbeli personel, erlerin bu şekilde güneş altında tutulduğunu fark etmedi mi? Fark ettiyse neden müdahale etmedi?
- Birlik Komutanı, güneş altında uzun süre kalmanın ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini öngöremedi mi? Bu durum komuta ve sevk-idare zafiyetini göstermiyor mu?
- Birinci Basamak Sağlık Merkezinde görevli tabipler, olumsuz hava koşullarını takip ederek birlik komutanını personele yönelik muhtemel sağlık riskleri konusunda uyardı mı?
- Birlikte içme suyu yetersizliği olduğu, askerlerin kantinden para ile su almak zorunda kaldığı doğru mu?
- Eğer bu doğruysa, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı dahil olmak üzere sıralı komutanlıklar neden zamanında lojistik açıdan düzeltici tedbirler almadı?
- Alay Komutanlığı’nda ilk tıbbi müdahale kim tarafından yapıldı?
- Rahatsızlanan erlere yapılan acil müdahale ne zaman, nerede ve kimler tarafından yapıldı? Müdahaleye yönelik zaman - olay çizelgesi mevcut mu? Yapılan müdahale, yürürlükteki tıbbi müdahale standartlarına uygun muydu?
- TSK’nın çok daha zorlu coğrafi ve harekât şartlarında görev yapan birliklerinde dahi yaşanmayan bu olumsuzlukların, bir şehir merkezindeki askeri birlikte yaşanması ciddi bir komuta zafiyeti değil midir?
- Mevcudu oldukça kalabalık olan ve acemi er eğitimi verilen İskenderun Deniz Er Eğitim Alay Komutanlığı’nın, İskenderun Deniz Üs Komutanlığı kuruluşundan çıkarılarak yüzlerce kilometre uzaktaki Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanlığı’na bağlanması kontrol ve denetimde zafiyet yaratmış mıdır?
- 2025 yılı atamaları kapsamında, İskenderun Deniz Üs Komutanı olarak bir albay yerine tuğamiral görevlendirilmesi, bu kontrol ve denetim zafiyetini gidermeye yönelik bir adım mıdır?
- Benzer olayların önlenmesi için TSK Askeri Sağlık Sisteminin yeniden tesis edilmesi, personel sağlığına yönelik erken uyarı ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi yönünde somut bir adım atılmış mıdır?
Sonuç
Kamuoyunu derinden yaralayan bu olayın idari ve adli tahkikat süreçlerinin mümkün olan azami şeffaflıkla yürütülmesi, ihraç edilen teğmenlerimizin sürecinde olduğu gibi bilgilendirmelerin zamanında kamuoyunu tatmin edecek şekilde yapılması bekleniyor. Bu acı olay, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde denetim mekanizmalarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Olayın tüm detaylarıyla aydınlatılması ve sorumluların adalet önüne çıkarılması, benzer olayların tekrar yaşanmaması için kritik önem taşıyor.