Eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında hazırlanan ve İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen 4 bin sayfalık "İBB İddianamesi" gündeme bomba gibi düştü. İddialara göre İmamoğlu, "İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü" kurarak İstanbul'un kaynaklarını yağmalamakla suçlanıyor. İddianamede yer alan en dikkat çekici kısım ise İmamoğlu'nun FETÖ taktikleri kullandığı iddiası oldu. Bu iddia, siyasi arenada büyük yankı uyandırdı ve tartışmaları beraberinde getirdi.

İBB İddianamesi'nde Neler Var?

4 bin sayfadan oluşan İBB İddianamesi, Ekrem İmamoğlu'nun belediye başkanlığı döneminde gerçekleşen çeşitli usulsüzlük ve yolsuzluk iddialarını içeriyor. İddianamede, İmamoğlu'nun yakın çevresindeki kişilerin de suç örgütüne dahil olduğu ve birlikte hareket ederek kamu kaynaklarını zimmete geçirdikleri öne sürülüyor. Ayrıca, ihale yolsuzlukları, imar rantları ve belediye şirketleri üzerinden yapılan usulsüzlükler de iddianamede yer alan önemli başlıklar arasında bulunuyor.

FETÖ Taktikleri İddiası Şok Etti

İddianamede yer alan en çarpıcı iddia ise Ekrem İmamoğlu'nun FETÖ taktikleri kullandığı yönünde. İddiaya göre İmamoğlu, ele geçirdiği kamu gücünü kullanarak muhaliflerini sindirmeye, yandaşlarını ise önemli görevlere getirmeye çalıştı. Ayrıca, basın ve sosyal medya üzerinden algı operasyonları yaparak kamuoyunu manipüle ettiği de iddia ediliyor. Bu iddialar, İmamoğlu'nun siyasi kariyerini derinden etkileyebilecek nitelikte.

İmamoğlu'ndan Yanıt Gecikmedi

İddiaların kamuoyuna yansımasının ardından Ekrem İmamoğlu'ndan yanıt gecikmedi. İmamoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, hakkındaki iddiaların tamamen asılsız olduğunu ve siyasi bir komplo sonucu ortaya atıldığını savundu. İddianamenin içeriğini manipülasyon olarak nitelendiren İmamoğlu, yargı sürecinde hakkını sonuna kadar arayacağını ve masumiyetini kanıtlayacağını belirtti.

İstanbul İddianamesi'nin ortaya çıkardığı bu büyük skandal, Türkiye siyasetini derinden sarsacak gibi görünüyor. İddiaların doğruluğu yargı sürecinde ortaya çıkacak olsa da, şimdiden kamuoyunda büyük bir merak ve endişe yaratmış durumda. Bu süreçte, yargının bağımsız ve tarafsız bir şekilde hareket ederek gerçeği ortaya çıkarması ve adaletin sağlanması büyük önem taşıyor.