
Bayramlar Artık Yastık Altında Mı Kaldı? İşte Eski Bayram Özlemi!
Ah, o eski bayramlar neredeler? Belki bu soruyu sormak için henüz çok erken, ama içimizdeki çocuk hala o eski bayramların coşkusunu arıyor. Bayram, sadece bir kelime değil, bir duygu, bir ev hali, bir telaş ve o eşsiz kokuydu. Mutfaktan yükselen hamur kokusu, arefe günü yıkanmış yorganların güneşte kururken bıraktığı o mis gibi sabun kokusu... Şimdi ise bayramlar, takvimde sadece bir tarih, bir tatil gibi duruyor.
Eski Bayramların Coşkusu
Eskiden bayramlar sokaklara taşardı. Sabah ezanıyla değil, heyecandan hiç uyuyamayan çocuklarla başlardı. Arefe günü annelerin sabun kokulu elleri hamur yoğurur, tatlılar yapılır, ikramlıklar hazırlanır ve yeni alınan bayramlıklar salondaki sehpaya dizilirdi. O kıyafetlere dokunmak bile yasaktı, çünkü henüz "denenmemişlerdi". Çocuklar o gece ellerine yakılan kınalarla, gözlerini yeni kıyafetlerine dikerek uyurlardı. Uykuları hafif olurdu; sık sık kalkıp kınalarının bozulup bozulmadığını kontrol ederlerdi.
Bayram sabahı, güneş doğmadan yataktan fırlanılırdı. Toprak avluda, duvar dibine oturulur ve bir ibrik suyla bayram temizliği yapılırdı. Babalar bayram namazına camiye giderken, çocuklar kapı önünü süpürürlerdi. Süpürürken bile akıllarında tek bir soru vardı: "Bu bayram şeker toplamaya köyün neresinden başlasak? En çok şekeri kim veriyor?" Kapılar çalınır, "Biz geldik" denmez, "El öpmeye geldik" denirdi. Ve o söz, kalpleri yumuşatırdı.
Günümüz Bayramları: Şehirleşen Yalnızlık
Şimdi ise bayramlar da şehirleşti. Sessiz, yalnız ve ekran başında geçiyor. "Story"lerde kutlanan, "WhatsApp" mesajlarıyla geçiştirilen bayramlar... Çocuklar bayramı değil, tableti bekliyor. Evler o eski sabun kokusunu unuttu. Komşular birbirinin adını bile bilmiyor. Bayramlık ayakkabılar hala kutusunda duruyor, çünkü sokağa çıkmak eskisi kadar güven vermiyor.
Kurban, paylaşmaktı. Hisseni bilmediğin birine vermek, yüzünü görmediğin bir çocuğu güldürmekti. Şimdi ise ilanlarda "Kredi kartına üç taksit kurbanlık" yazıyor. Reklamlarda "Sanal kesim, online video" deniliyor. İşin ruhu değil, karı konuşuluyor. Ve ne acıdır ki, Kurban Bayramı'nda kurban sadece hayvan olmuyor artık. Zaman kurban, duygu kurban, kardeşlik kurban, huzur kurban... En büyük kurban o.
Umut ve Bayramın Anlamı
Ama yine de insanın yüreğinde bir umut var. Hala içimizde bir çocuk var. O hala inanıyor, hala bekliyor. Bir büyüğünün elini öpmek için sabırsızlanıyor, bir avuç şeker için gülümseyebiliyor. Ve iyi ki o çocuk var... İşte bayram bu yüzden var. Unutmamak için, hatırlamak için, birbirimizi yeniden görmek, yeniden duymak, yeniden "iyi ki varsın" diyebilmek için. Kurban Bayramı'nın, başta yüreği kırık olanlara, geçmişi özleyenlere, annelerin kınaladığı çocuklara, herkese sağlık, huzur ve biraz eski bayram tadı getirmesini diliyorum. Bayramınız kutlu olsun.