İsrail istihbarat tarihine damga vuran efsanevi casus Eli Cohen'e ait 2 bin 500 parçalık arşiv, 60 yıl sonra gizli bir operasyonla İsrail'e getirildi. Bu gelişme, Cohen'in hayatını ve casusluk faaliyetlerini yeniden gündeme taşıdı. Arşivde yer alan belgeler, Eli Cohen'in kimliği, görevleri ve Suriye'deki faaliyetleri hakkında önemli bilgiler sunuyor.

Eli Cohen Arşivi Neler İçeriyor?

Arşivde, Eli Cohen'in el yazısıyla yazılmış mektuplar, sahte kimlik ve pasaportlar, casusluk görevlerine dair notlar, Şam'daki evine ait anahtarlar, fotoğraflar ve ses kayıtları bulunuyor. Bu belgeler, Cohen'in 1960'ların başında Suriye'ye "Kamil Amin Tabet" sahte kimliğiyle nasıl sızdığını ve dönemin siyasi ve askeri elitleriyle nasıl güçlü ilişkiler kurduğunu gözler önüne seriyor. Arşiv aynı zamanda, Cohen'in yakalanmasından sonra el konulan kişisel eşyalarını da içeriyor. Bu da arşivin sadece istihbari değil, aynı zamanda kişisel ve tarihi bir öneme sahip olduğunu gösteriyor.

Arşivde bulunan bazı önemli belgeler şunlardır:

• Eli Cohen'in el yazısıyla yazılmış mektupları
• Sahte kimlik ve pasaportlar
• Casusluk görevlerine dair notlar
• Şam'daki evine ait anahtarlar
• Fotoğraflar ve ses kayıtları
• Yakalanmasından sonra el konulan kişisel eşyaları

Netanyahu'dan Açıklama: "İsrail İstihbaratının Efsanesi"

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, arşivin İsrail'e getirilmesiyle ilgili yaptığı açıklamada, Eli Cohen'in "İsrail istihbaratının efsanesi" olduğunu vurguladı. Netanyahu, Cohen'in devletin kurulduğu günden bu yana istihbarat servisinin sahip olduğu en başarılı ajan olduğunu belirtti. Netanyahu ayrıca, Cohen'in naaşının İsrail'e getirilmesi için girişimlerin sürdüğünü de ifade etti.

Eli Cohen'in hayatı, 2019'da Netflix yapımı "The Spy" dizisinde Sacha Baron Cohen'in başrolüyle geniş kitlelere ulaşmıştı. Şimdi ise Mossad arşivlerinden çıkan bu belgeler, hem tarihsel hem de insani yönleriyle yeniden gündeme geliyor.

Arşivin Geleceği ve Etkileri

Eli Cohen'e ait bu 2 bin 500 parçalık arşivin İsrail'e getirilmesi, hem İsrail-Suriye ilişkileri hem de uluslararası istihbarat camiası açısından önemli sonuçlar doğurabilir. Arşivin içeriği, Cohen'in Suriye'deki faaliyetleri ve İsrail'e aktardığı bilgiler hakkında daha detaylı bir anlayış sağlayabilir. Ayrıca, arşivdeki belgeler, Cohen'in yakalanma süreci ve idamıyla ilgili yeni soruları da gündeme getirebilir. Arşivin, İsrail istihbaratının gelecekteki operasyonları için de önemli dersler içerebileceği düşünülüyor. Arşivin incelenmesiyle, istihbarat teknikleri, casusluk yöntemleri ve düşman istihbaratının çalışma prensipleri hakkında yeni bilgiler elde edilebilir.