Uluslararası danışmanlık şirketi Kearney'in hazırladığı 2025 Doğrudan Yatırımcı Güven Endeksi, küresel yatırımcıların daha temkinli ve stratejik hareket ettiğini ortaya koyuyor. Peki, bu durum Türkiye için ne anlama geliyor? Türkiye'ye yabancı yatırımcı ilgisi devam ediyor mu? İşte rapordan öne çıkan detaylar ve uzman yorumları.
Türkiye'ye Yatırımcı İlgisi Sürüyor Mu?
Kearney'in raporuna göre, Türkiye Gelişen Pazarlar Endeksi'nde iki basamak yükselerek 14. sıraya yerleşti. Bu durum, Türkiye'ye yönelik yatırımcı ilgisinin devam ettiğini gösteriyor. Türkiye'nin stratejik konumu, çeşitlenmiş ekonomisi ve geniş iç pazarı yatırımcılar için önemli avantajlar sunuyor. Ancak, raporda dikkat çekilen bazı riskler de bulunuyor.
- Enflasyon baskısı
- Regülatif belirsizlikler
- Kur oynaklığı
Bu faktörler, Türkiye'nin küresel rekabetçiliğini sınırlayan unsurlar olarak değerlendiriliyor.
Uzmanlar Ne Diyor?
Kearney İstanbul Ofisi Kıdemli Yöneticisi Emin Özuğur, Türkiye'nin yatırım çekme potansiyelinin hala güçlü olduğunu belirtiyor. Ancak, Özuğur'a göre, belirli yapısal riskler yatırımcıları sınırlıyor. Özuğur, konuyla ilgili şu değerlendirmede bulunuyor:
Türkiye’ye DYY girişi son 5 yılda yıllık ortalama 12,4 milyar dolar seviyesinde seyrederken, yatırım kararlarını etkileyen temel göstergelerde gelişim alanları dikkat çekiyor. 2024’te yıllık enflasyon %65’i aşarken, kur oynaklığı gelişmekte olan ülke ortalamasının 2,7 katı seviyesinde. Türkiye’nin dijital altyapı harcamalarının GSYH’ye oranı ise %1,6 ile OECD ortalamasının (%2,8) oldukça gerisinde. Bu göstergeler ışığında, Türkiye’nin DYY çekim gücünü artırması; makroekonomik istikrarın sağlanması ve dijital dönüşüm yatırımlarının hızlandırılmasına bağlı.
Yatırımcılar Neye Dikkat Ediyor?
Kearney'in raporu, yatırımcıların önceliklerinde önemli bir değişim olduğunu gösteriyor. Hukuki ve regülasyon süreçlerinin verimliliği ile iç ekonomik performans, yatırım kararlarını etkileyen en önemli faktörler olarak öne çıkıyor. Pazar büyüklüğü ve vergi verimliliği de yatırımcıların dikkat ettiği diğer unsurlar arasında yer alıyor. Bu durum, yatırımcıların hem fırsatlara hem de operasyonel kolaylığa birlikte baktığını gösteriyor. Bu bağlamda, şeffaf yönetişime sahip ve sermaye hareketlerine kolaylık sağlayan ülkeler daha fazla yatırım çekme potansiyeline sahip.
Sonuç olarak, Türkiye'nin yatırım çekme potansiyeli yüksek olsa da, makroekonomik istikrarın sağlanması ve yapısal reformların yapılması büyük önem taşıyor. Yatırımcıların beklentilerini karşılayan ve güven ortamı oluşturan ülkeler, küresel rekabette öne geçecektir.
