Donald Trump'ın "büyük sıfırlama" olarak adlandırılan bir plan doğrultusunda ABD ekonomisini kasıtlı olarak çökerttiği iddiaları son günlerde gündemi sarsıyor. Bu iddialar, eski ABD Ticaret Bakanı'nın açıklamaları ve Trump'ın sosyal medya paylaşımlarıyla daha da alevlendi. Peki, bu iddiaların ardında yatan gerçekler neler ve "büyük sıfırlama" tam olarak ne anlama geliyor?

"Mar-A-Lago Mutabakatı": Yeni Bir Plaza Anlaşması Mı?

Çoğu analist tarafından "Mar-A-Lago Mutabakatı" olarak adlandırılan ve 1985'teki "Plaza Anlaşması"na gönderme olarak yorumlanan bu iddia, Amerikan imalatını artırmayı, doları zayıflatmayı ve ABD'nin genel borcunu azaltmayı amaçlıyor. Ancak, Çin'in ekonomik gücü göz önüne alındığında bu hedeflerin ne kadar gerçekçi olduğu tartışma konusu.

1985 yılında, Fransa, Almanya, Japonya, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri'nin maliye bakanları New York'taki Plaza Hotel'de bir araya gelerek ABD dolarını kasıtlı olarak devalüe etmek için bir anlaşmaya varmışlardı. Bu anlaşma, "Plaza Anlaşması" olarak bilinir ve ABD dolarının değer kazanması sonucu küresel ticaretin altüst olması ve uluslararası finans sisteminin istikrarsızlaşması tehdidine karşı alınmış bir önlemdi.

Bakan Lutnick'in Şok Açıklamaları

İddiaları güçlendiren en önemli etkenlerden biri, eski ABD Ticaret Bakanı Lutnick'in açıklamaları oldu. Lutnick, Trump'ın küresel ticareti sıfırlaması gerektiği için vergi adımları attığını iddia etti. Bu açıklamalar, Trump'ın ekonomi politikalarının arkasında daha büyük bir planın olabileceği şüphelerini artırdı.

Buna ek olarak, Trump'ın kendi sosyal medya platformu Truth Social üzerinden kasıtlı olarak piyasaların çöküşünü sağladığını ima eden bir video paylaşması da tartışmaları alevlendirdi. Bu paylaşım, Trump'ın ekonomi politikalarının sonuçlarını önceden tahmin ettiği ve hatta bu sonuçları amaçladığı yönünde yorumlara neden oldu.

"Büyük Sıfırlama" İddialarının Geleceği

Trump'ın ekonomi politikalarının uzun vadeli etkileri ve "büyük sıfırlama" iddialarının ne kadar gerçek olduğu henüz net değil. Ancak, bu iddialar, küresel ekonomi ve siyaset üzerinde önemli bir tartışma başlatmış durumda. Özellikle, Çin'in ekonomik yükselişi ve ABD'nin küresel liderlik rolü gibi konuların yeniden değerlendirilmesine yol açabilir.

Sonuç olarak, Trump'ın ekonomi politikaları ve "büyük sıfırlama" iddiaları, küresel ekonominin geleceği hakkında önemli soruları gündeme getiriyor. Bu soruların cevapları, önümüzdeki dönemde dünya ekonomisinin nasıl şekilleneceği konusunda belirleyici olacak.