İstanbul'da deprem gerçeğiyle yüzleşirken, inşaat sektöründe ortaya çıkan sahte beton skandalı büyük endişe yarattı. Sultangazi'de yapımı devam eden 13 katlı bir binada kullanılan betonun hileli olduğu iddiası, yapı güvenliği konusunu yeniden gündeme getirdi. Uzmanlar, maliyeti düşürmek amacıyla yapılan bu tür uygulamaların yaygınlaştığını belirterek, standart dışı betonlarla inşa edilen binaların büyük risk taşıdığını vurguluyor.
Beton Skandalı Nasıl Ortaya Çıktı?
Sultangazi'deki inşaatta müteahhit Adil Güngör, betonun dökümü sırasında bir gariplik fark etti. Normalde 15 dakika süren döküm işleminin sadece 4 dakikada tamamlanması ve betonun çekpasla temizlenebilmesi, Güngör'ü şüphelendirdi. "Çekpasla beton temizledim. Çekpasla beton çekilir mi?" diyen Güngör, dolandırıldığını anlayarak şikayette bulunacağını belirtti. Bunun üzerine beton firması geri adım attı.
"En Kolay Hırsızlık Betonda Yapılır"
32 yıldır inşaat sektöründe olan Adil Güngör, betonun hile yapılması en kolay alanlardan biri olduğunu söylüyor. "En kolay hırsızlık yapılacak iş betondur. Kim nereden anlayacak ki? Ancak betondan iyi anlayacaksınız ki anlayasınız," ifadelerini kullanan Güngör, bazı firmaların maliyeti düşürmek için daha düşük kalitede beton kullandığını belirtiyor. C45 beton sipariş etmesine rağmen C25 dozajında beton getirildiğini iddia ediyor.
Dayanıksız Beton, Çürük Bina Demektir
İnşaat mühendisi Batuhan Bakar, konunun teknik boyutuna dikkat çekerek, reçete dışı su eklenerek dayanıksız beton oluşturulduğunu belirtiyor. "Dayanıksız beton, çürük bina demektir," diyen Bakar, Türkiye'deki inşaatların yarısında beton karışım oranlarının doğru uygulanmadığını vurguluyor. Ayrıca, yapı denetim firmaları ile şantiye sahipleri arasındaki ilişkilerin de bu tür hilelerin önünü açtığını iddia ediyor.
- Yapı denetim ağı güçlendirilmeli
- Şantiye denetimleri artırılmalı
- Proje müelliflerinin statik projelerine uygun iş yapılmalı
İstanbul gibi deprem riski yüksek bir şehirde, sahte beton kullanımı kabul edilemez bir durumdur. Yetkililerin bu konuda daha sıkı denetimler yapması ve sorumluların cezalandırılması gerekmektedir. Aksi takdirde, olası bir depremde can kayıplarının artması kaçınılmaz olacaktır. Vatandaşların da bu konuda bilinçli olması ve şüpheli durumlarda yetkililere başvurması büyük önem taşımaktadır.
