Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Şubat 2025 dönemine ilişkin özel sektörün yurt dışı kredi borcu gelişmelerini yayımladı. Verilere göre, özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu, bir önceki aya göre 1,8 milyar dolar artarak 179,2 milyar dolar seviyesine yükseldi. Bu artış, ekonomideki dengeler ve şirketlerin finansman stratejileri açısından önemli bir gösterge olarak değerlendiriliyor.
Vade ve Kuruluş Türüne Göre Borç Dağılımı
Borçların vade yapısı incelendiğinde, uzun vadeli kredi borçlarının 3,4 milyar dolar artarak 162,6 milyar dolara ulaştığı görülüyor. Kısa vadeli kredi borçları (ticari krediler hariç) ise 1,6 milyar dolar azalarak 16,6 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Bu durum, şirketlerin uzun vadeli finansmana daha fazla yöneldiğini gösteriyor olabilir.
Kuruluş türlerine göre bakıldığında, finansal kuruluşların toplam borcu 343 milyon dolar azalırken, finansal olmayan kuruluşların toplam borcu 2,2 milyar dolar artış gösterdi. Aynı dönemde finansal kuruluşların uzun vadeli borçları 1,2 milyar dolar, finansal olmayan kuruluşların uzun vadeli borçları 2,2 milyar dolar arttı. Kısa vadede ise finansal kuruluşların borçları 1,6 milyar dolar azalırken, finansal olmayan kuruluşların borçları 33 milyon dolar azaldı.
Döviz Cinsine Göre Borç Kompozisyonu
Özel sektörün yurt dışı kredi borçlarında döviz kompozisyonu da dikkat çekiyor. Uzun vadeli kredi borçlarının yüzde 60,2'si ABD doları, yüzde 31,1'i avro, yüzde 2,3'ü Türk lirası ve yüzde 6,4'ü diğer döviz cinslerinden oluşuyor. Kısa vadeli kredi borçlarında ise yüzde 41,2'si ABD doları, yüzde 14,3'ü avro, yüzde 41,7'si Türk lirası ve yüzde 2,8'i diğer döviz cinslerinden oluşuyor. Bu veriler, şirketlerin döviz riskini yönetme stratejileri açısından önemli ipuçları sunuyor.
Vade Dağılımı ve Sektörel Görünüm
Özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcunun 1 yıla kadar olan vade dağılımı incelendiğinde, toplam borç tutarı 56,1 milyar dolar olarak belirlendi. Bu tutarın 38,2 milyar doları bankalara, 12,8 milyar doları finansal olmayan kuruluşlara, 5 milyar doları ise bankacılık dışı finansal kuruluşlara ait borçlardan oluşuyor. Bu dağılım, sektörler arasındaki finansman ihtiyaçlarını ve risklerini ortaya koyuyor.
Özel sektörün artan dış borcu, Türkiye ekonomisi için yakından takip edilmesi gereken bir konu. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar, faiz oranlarındaki değişiklikler ve küresel ekonomik gelişmeler, özel sektörün borç yükünü doğrudan etkileyebilir. Bu nedenle, şirketlerin risk yönetimi stratejilerini güçlendirmesi ve sürdürülebilir finansman kaynaklarına yönelmesi büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, artan borç yükü, şirketlerin karlılığını ve rekabet gücünü olumsuz etkileyebilir ve ekonomik istikrarı tehdit edebilir.