Son dönemde konkordato ilan eden şirket sayısında gözle görülür bir artış yaşanıyor. Bu durum, bazı şirketlerin gerçekten mali zorluklar içinde olup olmadığı sorusunu akıllara getirirken, diğer yandan da "konkordato fırsatçılığı" iddialarını gündeme taşıyor. Peki, bazı şirketler konkordatoyu nasıl bir hile aracına dönüştürüyor? İşte bu sorunun cevabı ve konkordato sürecindeki karanlık noktalar...

Konkordato Nedir ve Nasıl İşler?

Konkordato, borçlarını ödemekte zorlanan şirketlerin, mahkeme gözetiminde alacaklıları ile anlaşarak borçlarını yeniden yapılandırmasıdır. Bu süreç, şirketin iflasını önlemeyi ve faaliyetlerine devam etmesini sağlamayı amaçlar. Ancak, bazı şirketler bu süreci kötüye kullanarak haksız kazanç elde etmeye çalışmaktadır.

• Borçlanma: Şirketler, ticari hacimlerinin çok üzerinde borçlanarak işe başlıyor.
• Stok Eritme: Alınan ürünler, piyasa değerinin altında satılarak nakde çevriliyor.
• Gayrimenkul Transferi: Elde edilen nakit ile gayrimenkul alınıp, başkasının üzerine geçiriliyor.
• Konkordato Başvurusu: Finansal sıkıntı yaşadığı yönünde içeriden bilgi sızdırılıp, mahkemeye başvuruluyor.
• Bilirkişi Raporu: Sisteme dahil edilen bilirkişilerle istenilen rapor hazırlanıp mahkemeye sunuluyor.

"Konkor Toto": İş Dünyasında Yeni Bir Oyun Mu?

İş dünyasında "konkor toto" olarak adlandırılan bu durum, konkordatonun kötü niyetli şirketler tarafından bir oyun gibi kullanıldığını gösteriyor. Şirketler, yüksek miktarda borçlanarak, stoklarını ucuza satarak ve gayrimenkullerini başkalarının üzerine geçirerek konkordato sürecini manipüle ediyor. Bu süreçte, bazı bilirkişilerin de şirketlerin istediği yönde rapor hazırladığı iddiaları, durumu daha da karmaşık hale getiriyor.

Sabah'ın haberine göre, bu hileli süreç şu şekilde ilerliyor: Kötü niyetli şirketler ilk etapta ticari hacimlerinin üzerinde borçlanıyor. Bu borçlanma bankalar ve piyasadan ürün çekmekle devam ediyor. Alınan ürün değerinin altında piyasaya kırdırılarak nakde döndürülüyor. Bu nakitlerle gayrimenkul edinimi sağlanıp bu mal da başkasının üzerine kaçırılıyor. Konkordato ilanından 6 ay ya da bir yıl öncesine kadar tüm hileli süreç tamamlanıyor. Sonrasında finansal sıkıntı yaşadığı yönünde şirket içinden bilgi sızdırılıp, bir süre sonra mahkemeye başvuru yapılıyor.

Mağduriyetler ve Çözüm Arayışları

Konkordato sürecindeki bu tür manipülasyonlar, özellikle küçük üretici, esnaf ve çalışanlar için büyük mağduriyetlere yol açıyor. Alacaklarını tahsil edemeyen bu kesimler, ekonomik olarak zor duruma düşerken, piyasada güven duygusu da zedeleniyor. Bu nedenle, Ticaret Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı, konkordato müessesesinde değişiklik yapmaya hazırlanıyor. Tüketici Konfederasyonu Vergi Komisyonu Üyesi Mali Müşavir İbrahim Kurban, "Mahkemelerce alınan konkordato kararlarının ekonomiye olan zararlı etkisini en düşük düzeye getirmek için özellikle konkordato memurlarına çok büyük sorumluluk düşüyor" dedi.

İSTOÇ İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Şenay Araç ise konkordato süreci ile ilgili şu cümleleri kurdu: "Banka borçlarını erteletiyor, piyasaya olan yükümlülüklerini öteleyip kazanç elde etmeye çalışıyorlar. Bu tablo sadece alacaklıları değil, tüm piyasayı zehirliyor. Çünkü gerçek anlamda konkordatoya ihtiyacı olan firmaların da itibarını zedeliyor. Küçük işletmeler alacağını alamadığı için birer birer batıyor, piyasada güven duygusu kalmıyor. 'Herkes konkordatoya gidiyor, ticaret yapmak riskli' algısı giderek yayılıyor"

Konkordato sürecindeki bu tür suiistimallerin önüne geçmek için yasal düzenlemelerin yapılması ve denetimlerin sıkılaştırılması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, konkordato müessesesi, dürüst şirketler için bir kurtuluş yolu olmaktan çıkıp, kötü niyetli şirketler için bir fırsat kapısı haline gelebilir.