İkinci el araç piyasasının hızla büyümesiyle birlikte ekspertiz firmaları da mantar gibi çoğalmaya başladı. Ancak bu durum, beraberinde bir takım sorunları da getirdi. Kilometre düşürme, sahte parça kullanımı, pert kaydı olan araçların piyasaya sürülmesi ve kazalı araçların birleştirilmesi gibi olumsuzluklar yaşanırken, alıcılar ekspertiz firmalarında dahi aldatılma riskiyle karşı karşıya kalıyor.

Ekspertiz Sektöründe Kayıt Dışı Tehlikesi

Türkiye Gazetesi'nin haberine göre, ekspertiz sektöründeki denetimsizlik, yeni riskleri de beraberinde getiriyor. Sektör temsilcileri, MYK sertifikalı kurumsal firmaların "Uzman Otomotiv Teknisyeni/Eksperi" belgesine sahip kişilerle çalıştığını belirtirken, "kapı önü ekspertizi" olarak tabir edilen kayıt dışı yapılanmaların ve hileli rapor düzenleyen şirketlerin piyasayı riske attığına dikkat çekiyor. Türkiye’de kayıtlı 10-15 büyük kurumsal firmanın yanı sıra, kayıt dışı çalışan binlerce kişi ve küçük ölçekli yapılanmanın hizmet verdiği tahmin ediliyor.

Fiyatlar Cep Yakıyor!

Ekspertiz hizmeti almak isteyenler, kaotik fiyatlarla karşı karşıya kalıyor. Kurumsal firmaların ilan ettiği fiyatların dışında standart bir tarife olmaması nedeniyle vatandaşlar aynı hizmet için farklı fiyatlar ödemek zorunda kalabiliyor. Basit bir diagnostik incelemenin 3 bin TL'den başladığı, kapsamlı hizmetlerle ise 20 bin TL'ye kadar çıktığı belirtiliyor. Hatta minim bir boya hasarı olan aracın tamiri için ücretinin belirlenmesi için ödenen ekspertiz ücretinin dahi 8500 TL'yi bulduğu ifade ediliyor.

• Mini Paket: Kaporta-boya, motor mekanik kontrolü.
• Standart Paket: Kaporta-boya, motor mekanik, lift üzerinde alt mekanik kontrol ön takım, yürür aksam kontrolü.
• Full Paket: Standart pakete ek olarak elektronik arıza, fren, süspansiyon, yanal kayma testi, yol testi, iç aksam ve fonksiyon kontrolleri.
• Ekstra Full Paket: Full pakete ek olarak 1000 km kaporta boya garantisi, hava yastığı cihaz ve fiziki kontrolü, dyno motor performans testi, sorgu hizmetleri.

Tüketici Dernekleri Uyarıyor

Tüketici dernekleri, ekspertiz hizmetinin tüketici güvenliği için asli bir hizmet olduğunu, fahiş fiyatlamanın kabul edilemez olduğunu ve bakanlığın harekete geçmesi gerektiğini ifade ediyor. Aksi halde ekspertizin, dolandırıcılığa karşı son kale olmaktan çıkıp kendi başına bir sorun haline geleceği uyarısında bulunuyorlar. Ayrıca, elden para alan ve fatura kesmeyen firmaların raporlarına da güvenilemeyeceği vurgulanıyor. Yılda 8-10 milyon aracın geçtiği ekspertiz sektörünün sıkı bir şekilde kontrol edilmesi gerektiği belirtiliyor.

Söz konusu sistemin, kazalı aracını satışa çıkaran kişinin veya galerinin "Araç temiz, isterseniz ekspere götürelim" deyip anlaşmalı olduğu ekspertiz şirketine yönlendirmesiyle işlemeye başladığı iddia ediliyor. İddialara göre, büyük hasarlı araca dahi "sorun yok" denilebiliyor. Mağdurlar ise durumu başka bir servise götürüp öğrendiklerinde hukuki yollara başvursalar bile uzun dava süreçleriyle karşı karşıya kalabiliyorlar.

Artan ekspertiz ücretleri ve sektördeki güvensizlik, ikinci el araç alıcılarını zor durumda bırakıyor. Tüketicilerin mağdur olmaması için yetkililerin denetimleri sıklaştırması ve standart bir fiyat tarifesi oluşturması gerekiyor. Aksi takdirde, ekspertiz sektörü, dolandırıcılığın bir aracı haline gelerek tüketicilerin güvenini tamamen kaybedebilir.