Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan son verilere göre, Ekonomik Güven Endeksi Haziran ayında hafif bir yükseliş gösterdi. Mayıs ayında 96,65 seviyesinde olan endeks, Haziran ayında %0,1'lik bir artışla 96,71 değerine ulaştı. Ancak, bu küçük artışa rağmen endeksin hala 100'ün altında seyretmesi, ekonomik beklentilerdeki genel kötümserliğin devam ettiğini işaret ediyor.

Ekonomik Güven Endeksi Nedir ve Nasıl Hesaplanır?

Ekonomik Güven Endeksi, ekonominin genel durumuna ilişkin beklentileri ölçmek için kullanılan önemli bir göstergedir. TÜİK tarafından aylık olarak hesaplanan bu endeks, beş farklı sektöre ait güven göstergelerinin ağırlıklı ortalamasından oluşur:

• Tüketici Güven Endeksi: Tüketicilerin gelecekteki ekonomik durumlarına ilişkin beklentilerini yansıtır.
• Reel Kesim Güven Endeksi: Üreticilerin üretim, satış ve yatırım beklentilerini ölçer.
• Hizmet Sektörü Güven Endeksi: Hizmet sektöründeki firmaların iş hacmi ve karlılık beklentilerini gösterir.
• Perakende Ticaret Güven Endeksi: Perakendecilerin satış ve stok beklentilerini yansıtır.
• İnşaat Sektörü Güven Endeksi: İnşaat firmalarının iş hacmi ve yeni proje beklentilerini ölçer.

Bu beş sektörün güven endeksleri, belirli ağırlıklarla bir araya getirilerek Ekonomik Güven Endeksi oluşturulur. Endeksin 100'ün üzerinde olması, genel olarak ekonomik beklentilerin olumlu olduğunu gösterirken, 100'ün altında olması ise kötümser beklentilere işaret eder.

Sektörel Bazda Güven Endekslerindeki Değişimler

Haziran ayında Ekonomik Güven Endeksi'nde genel bir artış gözlemlenirken, sektörel bazda farklı gelişmeler yaşandı. Hizmet sektöründe güven artarken, perakende ticaret ve inşaat sektörlerinde düşüşler kaydedildi.

Hizmet Sektörü: Hizmet sektöründeki güvenin artması, turizm gelirlerindeki artış, yaz sezonunun etkisi ve genel ekonomik aktivitedeki canlanma gibi faktörlerle ilişkilendirilebilir.

Perakende Ticaret ve İnşaat Sektörleri: Perakende ticaret ve inşaat sektörlerindeki düşüşler ise, yüksek enflasyon, artan maliyetler ve tüketici harcamalarındaki yavaşlama gibi nedenlerle açıklanabilir.

Ekonomik Güven Endeksi'nin 100'ün altında seyretmesi, özellikle yatırımcılar ve piyasa aktörleri açısından dikkatle izleniyor. Bu durum, yatırım kararlarını etkileyebilir ve ekonomik büyüme üzerinde baskı oluşturabilir. Hükümetin ve ilgili kurumların, ekonomik güveni artırmaya yönelik politikalar geliştirmesi ve uygulaması büyük önem taşıyor.