15 Nisan 2025 Salı

TRT Ne Oldu? Kamu Hizmeti Mi, Propaganda Aracı Mı?

Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT), bir zamanlar ülkenin tek televizyon kanalı olarak, insanların bir araya geldiği, aynı anda heyecanlandığı bir platformdu. Ancak, o günler geride kaldı ve TRT'nin kamu hizmeti yayıncılığı anlayışı sorgulanmaya başlandı. Peki, TRT neye hizmet ediyor?

TRT'nin Dönüşümü: Kamu Hizmetinden Uzaklaşma Mı?

TRT, 1961 Anayasası ile hayatımıza giren kamu hizmeti yayıncılığı ilkesi doğrultusunda, halkın eşit biçimde bilgiye, kültüre ve sanata erişimini sağlamak amacıyla kurulmuştu. Ancak, günümüzde bu anlayışın ne kadar sürdüğü tartışmalı. Özellikle, TRT bünyesinde yayınlanan bir dizinin başrol oyuncusu Aybüke Pusat'ın tüketim boykotuna destek vermesi nedeniyle işten atılması, bu tartışmaları alevlendirdi.

TRT'nin gelir kaynağının büyük ölçüde vergilerden oluştuğu düşünüldüğünde, kurumun kime hizmet ettiği sorusu daha da önem kazanıyor. TRT'nin 2023 yılı faaliyet raporunda reklam gelirlerinin %70 arttığı belirtilirken, bandrol gelirlerindeki %130'luk artışın üzeri örtülmeye çalışılıyor. Ayrıca, 2016 yılından sonraki raporlarda Mustafa Kemal Atatürk'ün basınla ilgili demeçlerine yer verilmemesi de dikkat çekiyor.

Bu durumun nedeni, 2018 yılında TRT'nin Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'na bağlanması olabilir. Bu bağlantı, TRT'nin özerkliğini ve tarafsızlığını zedeleyerek, iktidarın propaganda aracına dönüşmesine yol açmış olabilir.

TRT'nin Yayın Politikaları: Propaganda mı, Halkın Sesi mi?

TRT'nin mevcut yayın politikaları, kamu hizmeti anlayışından uzaklaşarak, iktidarın ideolojisini yayma amacına hizmet ediyor gibi görünüyor. Örneğin, bazı dizilerde tarihi çarpıtmalar yapılarak, güncel siyasi tartışmalara göndermelerde bulunuluyor ve "yerli ve milli" olmayanların sınırları çiziliyor. Aybüke Pusat'ın başrolü olduğu dizide ise askeri yatırımlara vurgu yapılarak, iç ve dış mihraklarla nasıl başa çıkıldığının alt metni işleniyor.

Bu tür yayınlar, TRT'nin halkın ortak penceresi olma özelliğini yitirmesine neden oluyor. TRT ve diğer yandaş kanallar üzerinden yankılanan iktidarın dili, halkın gerçekleriyle uyuşmuyor. Halkın penceresinde barış ve kardeşlik varken, sarayın penceresinde kin ve düşmanlık görülüyor.

Halkın Tepkisi ve TRT'nin Geleceği

Halkın tüketim boykotu gibi eylemlerle otoritenin hegemonyasına karşı çıkması, iktidarın sert tepkisine yol açıyor. Eyleme destek verenlerin işten çıkarılması ve savcılık soruşturmasına konu edilmesi, iktidarın halkı sindirme çabası olarak yorumlanabilir. Ancak, bu tür baskılar, halkın TRT'ye olan güvenini daha da azaltabilir.

TRT'nin geleceği, kamu hizmeti yayıncılığı anlayışına geri dönüp dönmemesine bağlı. Eğer TRT, tüm kesimlerin sesi olabilen, tarafsız ve özerk bir kurum haline gelirse, halkın güvenini yeniden kazanabilir. Aksi takdirde, iktidarın propaganda aracı olarak kalmaya devam edecek ve toplumda kutuplaşmayı derinleştirecektir.

  • TRT'nin kamu hizmeti anlayışından uzaklaşması
  • TRT'nin yayın politikalarının iktidarın ideolojisini yansıtması
  • Halkın TRT'ye olan güveninin azalması

Sonuç olarak, TRT'nin yeniden halkın ortak penceresi olabilmesi için, özerk, tarafsız ve kamu hizmeti odaklı bir yayın politikası izlemesi gerekiyor. Aksi takdirde, TRT, toplumda ayrışmaya neden olan bir propaganda aracı olarak kalmaya devam edecektir.

İlgili Haberler