18 Mayıs 2025 Pazar

Sırrı Süreyya Önder'in Ardından: Bir Anadolu Efsanesi

Sırrı Süreyya Önder, tıpkı Gezi Parkı'ndaki ağaçlar gibi, dimdik ayakta gitti. Yüzünde o meşhur gülümsemesi, avucunda barış, demokrasi ve özgürlük için çarpan yüreğiyle son nefesine kadar mücadele etti. Bu memleketin tüm renklerinin kucaklaşması için çabaladı. Fiziken aramızdan ayrılsa da, Sırrı Süreyya ebediyen yaşamaya devam edecek.

Sırrı Süreyya: Anadolu'nun Bağrı

Sırrı Süreyya, Nâzım Hikmet'in dizelerinde vücut bulan Anadolu'nun ta kendisiydi. Ferhad'dı, Kerem'di, Keloğlan'dı. Hoca Nasreddin gibi ağlayan, Bayburtlu Zihni gibi gülendi. O, sadece topraktan öğrenen değil, aynı zamanda kitaptan da beslenen bir bilgeydi. Bu özelliğiyle, birçok insanın gönlünde taht kurdu.

Onu "Beynelmilel" filmiyle tanıdık. Sırrı Süreyya, bu başyapıtla memleketine olan borcunu ödemeye çalıştı. Film, Adıyaman düğünlerinin vazgeçilmezi olan yerel müzisyenlerin, "Gevendeler"in hayatını anlatırken, Türkiye'nin karanlık bir dönemine de ışık tutuyordu. "Beynelmilel", 12 Eylül zulmünü kara mizahla harmanlayarak unutulmaz bir yapıt oldu.

Sırrı Süreyya, bu filmi çekerken hem doğduğu topraklardan, Adıyaman'dan, hem de Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde okurken yaşadığı deneyimlerden ilham aldı. 12 Eylül öncesi ve sonrası dönemde okulda, sokakta, hapishanelerde öğrendiklerini beyaz perdeye aktardı. "Beynelmilel", ulusal ve uluslararası festivallerde birçok ödül kazandı ve Sırrı Süreyya'yı "memleketin yüz akı" konumuna yükseltti.

Siyaset Sahnesinde Bir Aydın

Siyasete atılmaya karar verdiğinde Radikal'de yazıyordu. Yazılarındaki nükte ve eleştiriyi Anadolu irfanıyla harmanlaması, onu okurlarının gözünde özel bir yere koymuştu. Siyasete girdiğinde, "Yazmaya başlamadan önce yazarlığımı bilmiyordunuz, nasıl yazdığımı gördünüz; şimdi siyasetçiliğimi bilmiyorsunuz ya, onu da bir görün bakalım!" diyerek meydan okudu. Siyaset pratiği boyunca da hep dürüst ve ilkeli duruşuyla takdir topladı.

Siyasette "kanadı kırılmış", "çöllerde bırakılmış", "ölmeden mezara konulmuş" halde çok görüldü. Ancak o, her şeye rağmen dimdik durdu. Kendisine yapılan haksızlıklara rağmen, "Hakkım herkese helâl olsun, hapishaneler de memlekettendir" diyerek büyüklüğünü gösterdi.

Sırrı Süreyya: Bir Sembol

Sırrı Süreyya, Gezi olaylarının yıldönümünde yazdığı yazıda, olayların kökenini Türklerdeki hayat, ağaç ve su sevgisi üzerinden Orta Asya Şamanizmi'ne kadar götürdü. "Su akar Türk bakar" sözünün Türk'ün doğaya saygısını ifade ettiğini vurguladı. Onu vatan hainliğiyle suçlayanlara en güzel cevabı bu sözlerle verdi.

Sırrı Süreyya sadece topraktan öğrenen ve kitaplı bilen değildi. O, aynı zamanda Türklük ve Kürtlük, Demirci Kawa ve Dede Korkut, Newroz ve Ergenekon'du. O, hep barış, dostluk ve kardeşlikti. Bu toprakların hem tarihi hem de geleceğiydi.

Sırrı Süreyya'nın mirası, eserleri ve eylemleriyle yaşamaya devam edecek. Onun çok sevdiğine emin olduğum Yahya Kemal'in dizeleriyle veda edelim:

Tekrar mülâki oluruz bezm-i ezelde Evvel giden ahbâba selâm olsun erenler.

Sırrı Süreyya Önder'in vefatı, Türkiye için büyük bir kayıp. Ancak onun barış ve kardeşlik idealleri, her zaman yolumuzu aydınlatmaya devam edecek.

İlgili Haberler